Bu hafta, yazı konusu seçmekte bir hayli zorlandım doğrusu…
An be an… Baş döndürücü bir hızla değişen gündem haberleri ile…
İnsanı şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükleyen ani değişikliklerin yaşandığı ülkemde…
Gündeme oturuveren konulardan birini seçip de…
Üzerine düşünmeye gayret ederken…
Aniden gelişen, akıl tutulması yaşatacak cinsten yeni bir olay…
Bir önceki vukuatı büyük bir umarsızlıkla itekliyor…
Ve bir öncekine benzer acı ile…
Zihnimin ve yüreğimin tam orta yerine çörekleniveriyordu.
***
Lakin… Günlerden beri…
Gerçek İzmir sevdalısı her İzmirli’nin, hiç ama hiç aklından çıkmayan…
Akıl ve yürek gündeminden asla düşmeyen…
Gerisin geriye döndürülmesi için çeşitli mücadeleler içine girdiğimiz…
Tonlarca asbest yüklü, Sao Poula adlı ‘ölüm gemisi’…
Uluslararası Basel Sözleşmesi kararları ile
Brezilya mahkemelerinin ihtiyati tedbir kararlarını göz ardı ederek…
Ve ne yazık ki…
Bu güzel ülkenin; kurtuluş ve kuruluş hikayesinin başlangıcı olan…
Dokuz Eylül tarihini… Varış günü olarak belirlemiş bir halde…
Durmak yok, yola devam diyerek…
Gelecekte yaşanacak acıları yüklenip gelen…
Ve… Gittikçe yaklaşan bir çevre felaketinin kara habercisi gibiydi.
***
Aynı günlerde…
Hayata tutunmak için, türlü çeşit imtihanlardan geçmekte olan gençliğimiz…
Geleceğini tayin edecek olan imtihanların en büyüğüne tabi tutuluyordu…
Kamu Personeli Seçme Sınavında (KPSS) öğrencilerin karşısına çıkan…
20 sorunun, bir yayınevi tarafından daha önce yayımlanmış olduğu gerçeğinin meydana çıkması ile…
ÖSYM tarafından yapılan açıklama ve özür beyanatlarının…
Ve de…
ÖSYM Başkanının görevden alınması hususunun gündem oluşturması ise…
Ne yazık ki…
Geleceğe dair büyük bir hayalkırıklığı yaşayan genç yüreklerin..
Dertlerine derman olmuyordu.
***
Birbirini takip etmekte olan, yaşadığımız bu günler içinde…
T.C Sağlık Bakanı Fahrettin Koca…
Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla…
Sağlık çalışanlarının özlük haklarının iyileştirilmesi ile ilgili yönetmeliğin…
Az bir zaman içinde yayınlanacağının müjdesini verirken…
Tüm sağlık çalışanlarına… “Günü yakala, an’ı yaşa” mealindeki…
“Carpe diem” özdeyişi ile sesleniyordu.
***
Carpe Diem…
Latin edebiyatı ozanlarından Horatius’un dizelerinden…
Milat öncesi zamanlardan… Günümüze kadar süzülüp gelen…
“Carpe Diem” özdeyişini, ülkemin günümüz koşullarında irdelediğimizde…
Ve…
Bakan Fahrettin Koca’nın müjdesine muhatap olan sağlık çalışanlarının.
Hipokrat’tan bu yana, zaten haketmiş olduğu…
‘Özlük hakları’ mefhumunun, lugatlardaki karşılığına baktığımızda…
‘Genel memur statüsündeki kişinin, kanunların öngördüğü biçim ve koşullarla kazandığı her türlü hak’
Şeklinde bir açıklama çıkar karşımıza.
Lakin, halk arasında bilinen şekli ile…
Çalışanların kazanılmış haklarında / maaşlarında yapılacak iyileştirme
Olarak ezber edilen ‘özlük hakları’ kazanımlarının…
Manevi hayattaki karşılığını tam manası ile izah edebilmek için…
Hekimlere ve sağlık çalışanlarına yapılmış olan… Utanç ve acı veren…
O, türlü çeşit tehdit ve şiddetin önüne geçilmediği…
Ve…
İnsan hakları mefhumuna gösterilecek saygı olarak telakki edilmediği sürece…
Bilimin sözcüsü olarak binbir zorlukla baş etmeye çalışan bir bilim insanına…
Konuşmamayı / susmayı hicveden, kesilmiş dana dili metaforu ile…
‘Durmak yok yola devam’ mesajlarının yollandığı canım ülkemde…
Emeklerini asla ödeyemeyeceğimiz kıymetli hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza…
“Carpe diem”… Ya da… ”An’ı yaşa” özdeyişi ile müjdeler veriyor olmak…
Hiç bir önem arzetmeyecek…
Ve de ne yazık ki… Laf-u güzaf olmaktan öteye gitmeyecektir…
***
Gerçek anlamı ile…
“Carpe diem” felsefesini yüreğimizde hissedebilmek…
İnsan hakları bilincine erişebilmek… Ve de… Anı yaşayarak…
O kısacık hayatın tadını çıkarabilmek…
Adeta… Özdemir Asaf dizelerinin satır aralarında saklanıp kalmış.
“Hayattayken,
İnsanca yaşamayı unutmayın!
Bir bakmışsın saat üç,
Bir bakmışsın saat hiç…”
Ez cümle…
Bu güzel ülkede insanca yaşamanın yollarını…
Hep birlikte arayıp bulabilmek dileği ile.